Neil Gaiman, Sam Kieth ve Mike Dringenberg’in post-modern çizgi roman sanatında mühür gibi yer eden kült eseri Sandman, İthaki Yayınları‘nın çevirisi ile Türkçe dilinde yayında.
Hazır DC Comics, birçok sevilen grafik romanın yayıncısı Vertigo’yu sonsuzluğa uğurladı, gelin bu kültürün en önemli meyvelerinden olan Sandman’in ilham verici öyküsüne dalalım. Üstelik Neil Gaiman’ın kendi sözleriyle.
❝Sandman, diğer adıyla Rüyalar Efendisi, her zaman aklımdaydı. 1988 yılında, DC Comics için kaleme aldığım ilk eser ‘Black Orchid’i yazarken, diğer yazarların daha önce çizgi romanlarında yer verdiği Sandman’i dahil etmenin güzel olabileceği aklıma geldi. Daha sonra karakteri yeniden elden geçirmeyi düşünmeye başladım ve dönemin DC Başkanı Jenette Kahn ve Editör Karen Berger ile bir akşam yemeği yedim. Ardından aylık çizgi roman üretmemi isteyen bir telefon aldım. Bana dediler ki; sana ait hale getir. Bu yüzden daha efsanevi düşünmeye başladım. Zamanın başlangıcından bu yana etrafta olan birisini yaratalım çünkü bu, zaman ve mekanla oynamama izin veriyor.
Mitolojiden Düşler Kralı Morpheus’u çekip aldım. Bu hikayeler ve onlara neden ihtiyacımız olduğu hakkında bir öykü, her şey Morpheus’un etrafında dönüyor: hapsedilmiş bir ilham perisi ve sinirli bir yazarla karşılaşıyor, seri katil toplantısına katılıyor, ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın ilk performansını izliyor, kedilerin hayallerini bile öğreniyoruz.
Bir platformum olduğunu fark ettim ve büyük şeyler hakkında yazmaya karar verdim. Düşünmeye başladım: “Kral olmak ne anlama geliyor?” Bir noktada, bu soruyu araştıran dört hikaye kümesi yaptım. Fransız devriminin liderlerinden Robespierre, 1859’da kendisini ilk Amerika imparatoru ilan eden Joshua Norton, Roma imparatorluğunun kurucusu Augustus ve Arap halifesi Harun el-Raşid’i bir araya getirdim.
Tatile gittim, eşimle İrlanda’yı dolaştım. Her gece, bir sonraki hikayenin tek sayfalık bir taslağını yazdım. Sekiz konu planladım. Bugüne kadar yapmak istediğim her çizgi roman, büyük bir ticari başarısızlıktı. Bu yüzden, sekiz sayı sonra beni arayacak ve yayınlamaya devam edemeyeceklerini söyleyeceklerdi. Ekim 1988 itibariyle satışlar harikaydı. Ama iki, üç ve dört aşağıya doğru eğilim gösterdi. Sonra, beşinci sayı ile birlikte uzun ve yavaş tırmanışa başladık.
DC, o dönem Alan Moore’un Swamp Thing’i ve Jamie Delano’nun muhteşem Hellblazer’ı gibi karşılaştırılabilir her şeyden bile daha fazla satan eserlere sahipti. Sonlara doğru, 1996 yılında ise Batman ile Superman’i yenmeye başladık. Yatırımcılar gelecekteki değerleri için çizgi roman satın alıyordu ancak pazar çökmüş ve satışlar serbest düşüşe geçmişti: Sandman hariç. Çünkü onu satın alan yatırımcılar değildi. Okuyucular sadece her ay neler olduğunu öğrenmek istiyorlardı.
Hikayenin bir gün biteceğini gizli tutuyordum ama 30. sayı civarında ipucu bırakmaya başladım. Ve bana bunun gerçekleşemeyeceği söylendi: başarılı bir dönemde yazar ayrılırsa, yeni bir tanesi gelir. Tartışmamaya karar verdim fakat yaptığım her röportajda, ayrıldığım zaman durduracaklarını umduğumu belirttim çünkü eğer yaparlarsa, onlar için çalışmaya devam edecektim.
Dünya bunu öğrendi ve bir gün Karen’dan telefon aldım: “Sen işini bitirdikten sonra biz bunu devam ettiremeyiz.” Sandman’ın değiştirdiği en büyük şey işte buydu: DC Comics’in en başarılı çizgi romanı sona eriyor çünkü yazarın işi bitti. Aksi takdirde, marka kirlenirdi.
Seneler sonra, Karen bana “Tabii ya! Rüya sensin” dedi. Ben de ona ‘Hayır, sadece mizah anlayışım var” cevabını verdim. Sanırım onun (Morpheus) bana benzemesi gerekiyordu. Ama bu yavaş yavaş köpeğinize benzemeye başladığınız tuhaf durumlardan biri.❞
Bình luận