Longest Case (Scott Snyder & Greg Capullo)
Yakup Can Yargıç
Detective Comics #1000, okuyucusunu Batman’e yakışır bir şekilde dedektiflik öyküsüyle karşılıyor. Keza Scott Snyder, New 52 döneminden bu yana Batman’i her ele alışında sürükleyici anlatımlar sunmayı iyi başardı. Bu kısa öykü için de bu geçerli. Batman’in aslında 2-3 sayfadan oluşan macerası yazarın detaylı sunumu ile birlikte zenginleşiyor. Greg Capullo ise Batman’in yıllar süren arayışına hikayenin önemli detaylarını merkezine alan panel kullanımı ile etkili bir şekilde eşlik ediyor.
Detective Comics #1000 – Greg Capullo.
Bunlar uzun öyküler değil, sayfalarca olay örgüsü ve açıklama yazılamaz fakat hikayenin kendi içerisinde tamamlanması bütünlük açısından önemli. Dünyanın en iyi dedektifi Batman’in kendi arkadaşları tarafından yıllardır test ediliyor oluşu hikayenin bütününde hoş bir detay olarak yerini alsa da öykünün sonu altı boş bir soru işaretinden öteye geçemiyor.
Manufacture For Use (Kevin Smith & Jim Lee)
Sena Özkurt
Kevin Smith tarafından yazılan ‘Manufacture for Use’ hikayesi Batman’in geçmişine özel bir yolculuk yapıyor. Jim Lee’nin çizimlerini yaptığı hikâye, sayı içerisindeki en duygusal ve en sembolik hikayelerden biri.
Batman’in bir koleksiyoner olduğu bilinen bir gerçek; gizli sığınağı ‘Batcave’ Batman olarak geçirdiği zamana ait özel eşyaları topladığı bir mekan aynı zamanda. Fakat bu özel hikâyede, Batman çok daha kişisel bir hatıranın peşine düşüyor ve yıllar önce anne babasının ölümüne sebep olmuş silahı satın alıyor. Duygusal bir amaçla Batman olarak suçla savaşmaya başlayan Bruce Wayne için anne-babasını öldüren silah hayatının tamamen değişmesine sebep olan bir sembol.
Sembolizm dolu hikâye, intikam duygusunun etkisiyle Bruce Wayne’in zamanla daha karanlık bir yöne doğru ilerlemesini de betimlemiş oluyor. Silahın demirini eriten Batman, daha sonra bunu kostümündeki yarasa sembolünün hemen altına yerleştiriyor. Böylece silah, koleksiyonun bir parçası olmak yerine Batman’i Batman yapan temel değerlerden birine dönüşüyor ve suçla savaşırken kullandığı kostümün bir parçası oluyor.
Detective Comics #1000 – Jim Lee
Kullanılan kostüm 90’lar Batman’ini anımsatsa da öykü Bruce Wayne’in hayatının her noktasına dokunuyor. Demir parçasını kostümünün altına geçirmesi, zamanla demirden bir kalbe sahip olacağının da bir göstergesi olabilir mi? İntikam duygusuyla yanıp tutuşan Bruce Wayne için, giderek daha çok Batman kimliğine dönüşmesi, vicdanının ve insani duygularının her daim sınanacağını mı temsil ediyor?
Anne ve babasını kaybetmenin getirdiği kalp kırıklığının belki de bir daha hiç yaşanmamasını sağlamak için Batman, kendi kalbinin bulunduğu bölgeyi demir bir parçayla koruma altına alıyor. Bunu yaparken diğer insanları da kolay kolay bu demirden duvarın arkasına geçirmeyeceği kesin olsa da Gotham şehrinde adaleti sağlamaya çalışırken demirden bir yürek sahibi olunması gerektiği de açıkça sembolize edilmiş oluyor. Böylece Batman, çocukken korkmuş olduğu iki büyük simgeyi, anne ve babasının ölümüne sebep olmuş silahı ve bir diğer korkusu olan yarasayı sembolik olarak her zaman kalbinde taşıyarak amacına ortak etmiş oluyor.
Batman’s Design (Warren Ellis & Becky Cloonan)
Yakup Can Yargıç
Her Batman okuyucusu, karakterin üzerinde taşıdığı ekipmanların işlevini merak eder ve Batman’i tüm karizmasıyla aksiyon içerisinde görmeyi ister. Yazar Warren Ellis ile çizer Becky Cloonan’ın size sunduğu öykü tam olarak bu!
Batman’in insan hayatına değer veren bir kahraman olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Yazar bu sınırı, karakterin öfkesi üzerinden yansıtmayı iyi beceriyor. Batman’in bir grup soyguncuyu, ekipmanlarının işlevini ve karşı tarafa vereceği hasarı açıklayarak pataklayışını, Becky Cloonan’ın nesne odaklı panelleri ile akıcı bir şekilde okuyoruz. Batman belki insan hayatına değer veren bir karakter olabilir ama yeri geldiği zaman bir korku figürüne dönüşmeyi çok iyi biliyor.
Detective Comics #1000 – Becky Cloonan
Hikayeye kendi içerisinde baktığımız zaman öykü biraz yavan kalabilir fakat bu çeşitli duyguların yer aldığı sayı içerisinde kesinlikle farklı ve hoş bir tat.
Return to Crime Alley (Denny O’Neil & Steve Epting)
Yakup Can Yargıç
İncelediğim öyküler içerisinde beni en açık ara en fazla hayal kırıklığına uğratan hikaye bu. Yazar Denny O’Neil, ne anlatmak istediğini tam çözememiş. Hikaye, Leslie Thompkins’in haykırışı ile güçlü bir başlangıç yapıyor. Devamında Bruce Wayne’i Batman kılığında ailesini kaybettiği yer olan ara sokakta Leslie ile buluşurken görüyoruz. Steve Epting’in olay anını Batman’in gözünden canlandırdığı panel ile dramatik etki tavan yapıyor.
Detective Comics #1000 – Steve Epting
Tam bu sırada eli silahlı gençler çıkageliyor ve Bruce Wayne’in değer verdiği arkadaşı Leslie’yi Wayne ailesinin ölüm yıldönümünde soymaya kalkıyorlar. Batman bu duruma, olayı kontrol altına almasına rağmen biraz fazla tepki gösterse de ortada Leslie’nin tepkisini okuyucuya aktarabilecek etkide bir eylem gerçekleşmiyor. Okuyucusunu büyük bir şekilde karşılayan ve dramatik devam eden bu öykü, yazarın kafa karışıklığının kurbanı oluyor.
Heretic (Christopher Priest & Neal Adams)
Sena Özkurt
Christopher Priest’in kaleme aldığı Heretic hikayesi, Batman’in hayatındaki bir diğer dönüm noktasını irdeliyor. Bruce Wayne, özünü bulmak amacıyla çıktığı yolculuktan Gotham’a Batman olarak dönmüştü. Bu yolculukta Ra’s al Ghul ile tanışması, onların arasında yaşayıp yetenekli bir savaşçı ve Ninja olması fakat gruptaki adaletsizliklere karşı çıkarak ölümsüz düşmanlar edinmesi de tam bu döneme denk geliyordu.
Bu hikâyeye göre, Batman suikastçılar tarafından bir kafir olarak adlandırılıyor; yani kurallara karşı koyan ve isyan eden bir kişi olarak. Bunun da ötesinde, grup Batman’in kapitalist değerlere çok fazla yaslanan biri olduğunu, haliyle de asla tam olarak gerçek bir Ninja olamadığını vurguluyor.
Bir anda sona eren hikâye, bu derin düşünceyi daha fazla irdeleme fırsatı bulamıyor. Fakat, suikastçıların bu görüşü Batman’in koruduğu kimsesiz bir çocuğu, sırf Batman’a mesaj verme amacıyla öldürmeleriyle ters düşüyor. Şehirdeki kimsesizleri koruyan Wayne Şirketi’nin ve haliyle Batman’in ekonomik felsefe bağlamında ne derecede bir kapitalist olduğu tartışılır. Sonuçta zenginliğini sadece şehrin korunması ve gelişmesi amacıyla kullanan bir milyonerden bahsediyoruz.
Detective Comics #1000 – Neal Adams
Fakat bireysel ve liberal düşünceleri koruması ve savunması anlamında Batman’in grupla çeliştiği kesin. Bir gruptan ya da bir kesim insandan farklı olmayı seçtiği için Bruce Wayne, Batman’e dönüşebiliyor. Yalnızlıktan ördüğü güçlü duvarlar sayesinde şehirdeki kötülüklere karşı koyabiliyor. Gerçi Batman’in yalnızlığından tam olarak memnun olduğu da söylenemez. Bu birçok duygu geçişini barındıran karakter, Batman olarak sorumluluğunu tam anlamıyla ve eksiksiz yerine getirebilmesi için fedakârlık yapması gerektiğinin farkında… bu yalnızlık anlamına gelse de. Ama içten içe bir aileye ait olmayı istediği de kesin. Sadece bu aile suikastçılardan oluşan acımasız bir grup insan değil. Batman, dışarıdan her ne kadar soğuk, acımasız ve yalnız görünürse gözüksün, aslında duygusal bir kişiliğe sahip ve en büyük isteklerinden biri de şehri tamamen kötülüklerden arındırarak gerçekten ait olduğunu hissettiği yerde bulunmak.
I Know (Michael Bendis & Alex Maleev)
Berkay Küçük
Brian Michael Bendis’i sıkı bir çizgi roman okuyucusu kolaylıkla tanır. Sokak seviyesi kahramanlarla harikalar yaratarak Marvel Comics’te ismini duyuran ve daha sonra Marvel’ın modernleşme atılımının yüzü olan Bendis, piyasada seveni olduğu kadar sevmeyeni de olan nötralize bir şahıs. Kendisi aynı zamanda DC Comics’in 2018 yılındaki en büyük transferi ve ilk kez Action Comics #1000’de DC Comics markası altında ilk kez karşımıza çıktı. Hikayeye başlamadan önce bu bilgiyi özellikle belirtmek istedim çünkü Bendis bu sayıda Superman’in efsanesini besleyecek bir hikaye ortaya koymamış, kendi serisi Man of Steel’in reklamını yapmıştı. Bu nedenle benim Detective Comics #1000 öncesi beklentim olmayan bir isimdi Bendis. Bunu söylemekten çok büyük mutluluk duyuyorum, yanılmışım. Hatta iddia ediyorum ”I Know” hikayesi, Detective Comics #1000’in en iyi öyküsü.
Detective Comics, Batman henüz 27. sayısında görkemli tanıtımını yapmadan öncede bir dedektiflik serisiydi ve 1000. sayısından da bekleyeceğimiz ilk şey elbette Kara Şovalye’nin dedektiflik hikayeleri. Bu kez Batman’e Penguin olarak tanıdığımız Oswalt Capplepot katılıyor. Batman ve Penguin’in yıllar süren amansız mücadelesinin ardından yıllar geçmişken Oswalt, Bruce’un karşısına çıkar. Ona itiraf edecekleri vardır… Batman’in kim olduğunu bildiğini söyler Oswalt. Dünyanın en iyi dedektifinin en büyük sırrını bulmuş olmanın küstahlığıyla Bruce’a ve bize bu sırrı nasıl keşfettiğini anlatmaya başlar. Bruce’un karşısında Gotham’ın en büyük suç baronlarından Penguin değil, yılların verdiği yorgunlukla yaşlanmış Oswalt vardır. Oswalt’ın karşısında ise Gotham’ın kahramanı yoktur. İki bu karşılaşmayı yumruklarla sürdüremeyecekleri kadar yaşlanmışlardır. Oswalt’ın amacı da konuşamayacak kadar yaşlanmış ve yorgun düşmüş Bruce’un yüzüne tüm küstahlığıyla kaybettiğini, sırrının bilindiğini haykırmaktır.
Detective Comics #1000 – Alex Maleev
Bendis daha önce yazdığı sokak seviyesi hikayelerde kurduğu Daredevil-Kingpin, Jessica Jones-Purple Man; Spider-Man ve kötüleri arasındaki ilişkilerde olduğu gibi en iyi olduğu şeyi yapıyor: Mücedeleyi yumrukların ve süper güçlerin ötesine taşıyor. Yazar, Bruce’a Batman’in kim olduğunu anlattığı her satırda asla bitmeyen mücadelenin efsaneleşme nedenlerini ve Batman ile Bruce Wayne arasındaki karmaşık ilişkinin derinliğine dair çarpıcı çıkarımlar yapıyor. Oswalt’ın bu amansız mücadeleyi bu sefer sonlandırdığını düşündüğü anda ise aklımızdan asla çıkmayan ‘Batman her şeye hazırlıklıdır’ mottosunu devreye sokuyor. Oswalt, Bruce’u ne kadar iyi tanıyor olursa olsun aslında Bruce onu daha iyi tanıyordur ve bugüne çok önceden hazırlıklıdır.
Bendis’e uzun süredir eşlik eden çizer Alex Maleev’in özenli olay ve durum betimlemeleri ile Josh Reed’in sıcak tonları ‘I Know’ hikayesini uzun zamandır okuduğum en iyi Batman hikayelerinden biri haline getiriyor.
Last Crime In Gotham (Geoff Johns & Kelley Jones)
Sena Özkurt
“Batman’in en büyük hayali nedir?” sorusunun cevabını arayan Geoff Johns’un hikayesi Last Crime in Gotham, oldukça melodramatik bir çizgide ilerliyor. Özellikle hikâyenin sonunun oldukça sıcak bir şekilde, bir doğum günü mumu üflerken kurulan bir hayale bağlanması, hikâyenin fazlasıyla duygusal ve romantik algılanmasına sebep olabilir. Fakat işlediğimiz hikayelerin birçoğu, Batman’in de öyle bir karakter olduğunu ortaya koyuyor.
Batman’in amacı elbette Gotham’da adaletin sağlanması. Bunun yanı sıra Batman, Bruce Wayne olarak da hayatındaki boşluğu tamamlama hedefinde. Kaybettiği ailesinin yerine kendi oluşturacağı yeni bir aile koymayı hayal ediyor. Bruce Wayne’in kaybettiği ailesinin yerine kendisiyle beraber suça karşı savaşacak yeni bir aileyi koyması da oldukça duygusal.
Detective Comics #1000 – Kelley Jones
Batman’i Batman yapan biraz da etrafında bulunan insanlar. Gerek yardımcıları gerek de suçlular Batman’in kahraman olarak gelişimini ve adalet çizgisinde iyiyle kötüyü belirlemesini sağlayan kişiler. Hayalinde, aslında bir suçlu olmasına rağmen en büyük aşklarından biri olan Catwoman ile evli olduğunu, beraber çocuklara sahip olduklarını ve bir aile olarak Gotham’ı suçlardan arındırmaları Batman’in içindeki karanlıktan ne kadar çok kurtulmak istediğinin ve karanlık görünen insanlar içerisindeki ışığı görmek istediğinin de bir göstergesi. Yaşadığı travmalardan güçlenerek çıkmayı hedeflemiş ve bunu büyük bir sertlikle başarmış bir kahraman olarak bitmez tükenmez bir umut ve iyimserlikle sonu gelmeyecek gibi görünen kötülüklere karşı savaşıyor. Haliyle, en büyük hayalinde bu döngünün kırılmasını istemesi de çok dramatik.
The Precedent (James Tynion IV & Álvaro Martínez)
Berkay Küçük
Dick Grayson’sız bir Detective Comics sayısı asla tamamlanmış bir sayı değildir. Detective Comics #38’te ilk kez karşımıza çıkan, ilk göz ağrımız Robin’imizin hikayesinin başlangıcına geri götürüyor bizi DC Comics’in yükselen yazarlarından Tynion. Hikayeye başlamadan önce, bir Dick Grayson hikayesi okumak isteyeceksem aklıma gelen ilk isim Seeley ise ikinci isim mutlaka James Tynion oluyor.
Hikayeye dönecek olursak, Detective Comics mirasının en önemli panellerinden biri olan Bruce ve Dick’in suça karşı ettiği yeminin sadece dakikalar öncesinde geçiyor hikaye.
Detective Comics #1000 – Álvaro Martínez
Alfred ve Bruce’un konuşmaları arasında okuduğumuz DC Comics külliyatı arasında bir yolculukta buluyoruz kendimizi. Dick’in Bruce’u, Bruce’un Dick’i nasıl etkilediği aralarındaki zaman zaman baba, mentör ve abi şeklinde değişen ilişki, Dick’in Teen Titans’ı kurması, orada arkadaşlığı ve aşkı keşfetmesi, Batman ve Bruce’la değişen ilişkisi ve Nightwing olma yolculuğu zihnimizde Alvara M. Bueno’nun yardımıyla canlanırken Tynion panellerin arasına ‘Golden Age’ sıcaklığını ve yer yer mizahını usta bir şekilde sıkıştırıyor. Bruce’un Dick’i uçsuz bucaksız karanlığa atma çekincelerinin karşısında Alfred’in söylediği her cümle, okuduğumuz sayının özel bir sayı olduğunu haykırıyor. Bu sayı bize Robin’in Batman’e, Gotham’a ve DC Comics’e kattığı her şeye olan bir güzelleme.
Batman’in doğru bir emsal oluşturması, Bruce’un suçla savaşının en önemli bir parçası ve Dick konusunda endişelerinin kaynağı da bu. Tam bu sırada ilk göz ağrımız avizelerin tepesinden akrobatik bir şekilde inerek aramıza katılıyor: ”Birlikte diğerlerinin de doğru yolu bulmasını sağlayabiliriz.”
Çizgi roman tarihinin en ikonik anlarından birinde Dick ve Bruce suça karşı birlikle yemin etmesiyle yıllar sonra bir kez daha çizgi roman tarihinin en ikonik ikilisinin doğuşuna şahit oluyoruz.
Batman’s Greatest Case (Tom King & Tony S. Daniel, Joelle Jones)
Berkay Küçük
Action Comics #1000’de oldukça duygusal ve vurucu bir mini hikaye ile karşımıza çıkan King, bu sefer yanına Tony S. Daniel’i ve Joelle Jones’u yanına alıyor.
Action Comics #1000’i okuduğum andan bu yana heyecanla beklediğim bir hikaye Batman’s Greatest Case. Beklentilerimin oldukça büyük olduğu bu hikayede King, henüz sayının başından bir ters köşe vuruyor okuyucusuna. Biz ondan Batman’e alternatif bir final yazmasını beklerken o karşımıza bir Batfamily hikayesiyle çıkıyor. King, Dan Jurgens’in giriş hikayesine benzer bir anlatıyı Batman’e uyarlamış. Kendi serisinde Batfamily’den herhangi bir karakteri en son ne zaman gördüğümüzü anımsamakta zorlanmam, King’in amaçladığı bir ikilem olsa gerek.
Tom King’in kalemine alışanlar kendisinin diyalogları kullanım tarzının öykülerinin temelini oluşturduğunu bilir. Batman, mezarlığın ortasında başlayan bu hikayede Robin’leri hakkında düşünürken bulur kendisini. Dick Grayson’ın planını çözmüş olmanın verdiği kibirle Grayson’ın bu konudaki performansından memnun değildir. Öğrencisi ve yoldaşının ne kadar iyi bir dedektif olduğunu sorgularken yıllardır süren adalet mücadelesinin özetini Bruce’un düşüncelerinden ve Batfamily üyeleri arasında geçen diyaloglardan topluyoruz.
Detective Comics #1000 – Tony S. Daniel
Bütün bunları düşünmemize fırsat bırakmadan minik bir ters köşe ile Batman’in çözdüğü gizemin ne olduğunu görüyoruz. Nightwing, Robin, Red Hood, Red Robin, Batwoman, Batgirl, Spoiler, Orphan, Signal, Catwoman ve ailenin en önemli üyesi Alfred, Batman’in kendisi için oldukça kolay olan gizeminin sonuçları. Tom King yıldönümünde aileyi yeniden bir araya getirirken, asıl amacı olan bu minik gizemi 80 yıllık Batman külliyatı ile betimliyor. Batman’in 80 yıl süren arayışının cevabı ailesidir.
Külliyata aykırı bazı ayrıntıları, Batfamily’nin arasında geçen enfes diyalogları gölgeleyen bazı detayları (Barbara ile Kate’in Nightwing hakkındaki sohbeti) göz ardı ederseniz ve diyaloglarının yoğunluğundan boğulmazsanız, içinizi ısıtacak bir hikaye Batman’s Greatest Case.
CADDE NOTU: 8.0 / 10
Comments