Öncelikle ‘filmi sinemada görmeli miyim?’ diye soranlara cevap vereyim; Amacınız eğlence ise daha fazla beklemeyin. Film adeta görsel bir şölen.
Karakterler ve hikayeleri bu filmde daha derin verildi. İlk filmden aklımıza takılan birkaç soru yanıtını buldu. Bazen tüm salon kahkahalara boğuldu, bazen ise tüm salon sessizleşti. Film zaman zaman espri dozunu kaçırsa da hikaye anlatımında dengeyi iyi kurmuş. Genel olarak filmin atmosferi, aksiyonu, heyecanı, müzikleri ve hikayesi keyif verdi.
Filmin açılış sahnesinde koruyucularımız bir ‘galaksi koruma’ göreviyle karşımızdalar, o sahneyi takip etmek biraz zor olsa da koruyucuların neler yapabildiklerini bize çok güzel sunulmuş. İlk filmde henüz takım olma aşamasındaydılar, bu filmde ise karşımıza iyi bir takım çıkıyor.
Görevi başarıyla tamamlayan takımımız gezegeni terk ettiler etmesine ancak bela bu, peşlerini hiç bırakır mı? Sonrasında hepinizin bildiği üzere, o can alıcı ‘baba ile karşılaşma’ sahnesi. Bu sahne çok dramatize edilmeden, fazla uzatılmadan verildi. Bu da filmin başka başarılı noktasıydı.
Nebula’nın Yondu’nun kafasındaki yüzgeci parçaladığı sahne, nefesimi tuttuğum anlardan birisiydi. Burada Yondu ile ilgili birkaç soru cevabını buldu. İlk filmde Yondu’nun yüzgecinin gücünün kaynağı olduğunu görmüştük ancak ben şöyle düşündüm; ‘Yondu’nun tüm hayatı o yüzgece bağlı ve ondan başka hiç kimse bunu kullanamaz.’ Öyle değilmiş. Hatta yüzgecin yedeği varmış. Film sonrası sahnelerinden yüzgeç aracılığıyla oku hareket ettirme olayını herkesin yapabileceğini görüyoruz. Ufak ama kafaya takılan detaylar.
Yondu’nun yüzgecini almak için Groot’u kullandığı sahne salondaki herkesi gülmekten yerlere yatırdı. Filmin en iyi anlarından biriydi.
Bu cephede olanlar diğer taraf kadar eğlenceli değil. Gamora ve Nebula’nın arasındaki ilişki işlenmesi gereken bir temaydı ve karakterlerin devamlılığında önemli bir rol oynadı.
Peter ile babası hasret gidere dursun, Drax ve Ego’nun uşağı Mantis arasında olanlar başka bir komedi denemesiydi. İlk filme nazaran Drax’i daha fazla izledik ve bu sahneler komedi dozunun sınırı aştığı sahnelerdi.
Star-Lord, babası sayesinde bir Tanrı olduğunu keşfediyor ve babasının yapabildikleri inanılmaz. Star-Lord gücünü hemen kolaylıkla kavrayıp kullanmaya başlıyor. Yani madem o kadar güçlüsün, neden ilk filmde bunu o kadar hissetmedik? Bu Tanrılık olayı hemen kavranacak bir şey mi yoksa birinin sana ‘ışığı hisset’ demesi yeterli mi?
Peter Quill’in ile babasının hikayesini öğrendik. Yondu’nun eline nasıl düştüğünü ve arasındaki bağı izledik. Yondu’nun kendini oğlum dediği Peter için feda edişi aşırı duygusal ve filmin drama anlatımını sırtlayan sahneler oldu.
Sylvester Stallone’nin canlandırdığı Starhawk’ı ve diğer koruyucuları görüyoruz. Hatta Yondu’nun da onlardan biri olduğu ancak Peter’ı kaçırdığı için bu ekipten sürüldüğünü izliyoruz. Ardından Yondu’nun cenazesinde bu ekip tekrar bir araya geliyor ve Yondu’nun adı aklanıyor.
Guardians of the Galaxy vol. 2, müziklerinin arasında kendinizi kaybedebileceğiniz, akıcı bir uzay eğlencesinin yanı sıra karakter ilişkilerini de sunan çerezlik bir yapım.
CADDE NOTU: 7/10
コメント