Küçük Tanrı doğdu! Barda ve Scott, artık diğer zorlukların yanı sıra bu büyük sorumluluk ile de başa çıkmak zorunda. Öyle kafalarına göre ışınlanmalar falan bitti artık, öyle kolay değil çocuk yetiştiriyorsun sen Scott efendi.
Sayı bir aksiyon paneli ile başlıyor. Scott’ın gerçekleştirdiği bir suikaste şahit oluyoruz. Ardından Scott’ın bebeğine baktığı ya da bakmaya çalıştığı o sempatik paneller çıkıyor karşımıza ve her detayı ile yüzleri gülümsetiyor.
Daha sonra yine savaşa geçiş yapıyoruz. Scott, yorgun ama kararlı bir şekilde Apokolips ordusuna liderlik ediyor. Pelerinsiz ve kılıçlı bir Mister Miracle, çok şık.
Evrenin en tehlikeli ve fantastik köşelerinde bulunmuş olan iki kişi dünya üzerinde normal bir hayat yaşıyor, meslek ediniyorlar ve bebekleri oluyor. Birisi ise Darkseid’ın üvey oğlu. Bu normalleşme dönemi ara sıra garipleşebiliyor. Savaşın ortasında motherbox aracılığı ile tartışan ikili yine sıra dışı yanlarını ortaya koyuyor.
Bu aksiyon dolu sayfanın ardından bebek bakıcılığına dönüş yapıyoruz. Sayı o tatlı komedi dozunu koruyor. Jacop ile girdiği etkileşim ise harika bir şekilde yansıtılmış. Kucağına alıp ninni söylediği paneller çok hoş. Batman oyuncağı üzerinden dönen muhabbet ise keyif vericiydi. ‘Batman bebekleri öldürüyor!” Scott’ın giydiği tişörtler dışında bu tarz minik detaylar yaşayan bir evren içinde olduğunuzu hissettiren harika unsurlar. Bu arada Scott’ın giydiği tişörtün Watchmen logosu olduğunu bir tek ben fark etmedim herhalde? Devam eden Doomsday Clock serisine güzel bir gönderme. Eğer Watchmen evreni kalıcı bir şekilde geçiş yaparsa ileride o tişörtü tamamen görebiliriz. Ufak ama tüylerini diken diken eden bir detay. Duvarda asılı duran Mister Miracle kapağı ile üstat Jack Kirby’e yapılan göndermeyi de unutmak olmaz.
Üstündeki Nightwing tişörtü ile Jacop’ı hava alması için dışarı çıkaran Scott, bebeği bakıcıya bırakıp ayrılmaya henüz hazır olmadıklarından bahsediyor. Barda ve kendisinin yalnız büyüdüğünden bahsederek evladının yanında olmak istediğini hissettiriyor koca yürekli Scott Free. Devamında, serinin başında bu yana tokatlanmadık yeri kalmayan Scott, bu sefer de binlerce askerin önünde Kanto’dan temiz bir dayak yiyor.
2-3 sayıdır ortalıkta görünmeyen Lightray, sayı boyunca yine ağzından Orion’ı düşürmüyor. Karakter tutarlığı ve işlenişi açısından Mister Miracle yine hayal kırıklığına uğratmıyor beni. Kim hangi ruh hali içerisindeyse her zaman bu durumla uyuşacak şekilde hareket ediyor. Bu sayıda da bunları görmek mümkün. Mutlu, daha hayat dolu bir Scott Free olmasına rağmen ilk sayıda intihar edecek derece dağılmış olan Scott’ı da yer yer görmek mümkün. Sayı, Barda ve Scott’ın mutluluk dolu paneli ile sona eriyor.
İNCELEME
Her sayıda biraz daha hak ettiği mutluluğa ulaşan çiftimiz, güzel bir sayıyı daha geri bıraktı. Jacop ile Scott’ın etkileşimini ve gelişimini olabilecek en güzel diyaloglar ve çizimler ile okuduk. Her 2 sayfada bir aksiyona geçilmesi de hem işleyişi sıradan hale getirmedi hem de sayının drama ve çeşitlilik dozunu arttırdı. İlk kez Darkseid’ı gördük gibi bir durum oldu, 10. sayının kapağına ve artık konunun tıkanmaya başlamasını da ele alırsak, Darkseid hiç olmadığı kadar yakın. Torun sevme vakti geliyor!
Son olarak, Scotty’nin giydiği Booster Gold ‘Fan Club’ ve Blue Beetle tişörtleri üçlünün arkadaşlığına çok hoş bir gönderme, umarım bir arada görme şansı buluruz.
CADDE NOTU: 8,5/10
Comments